Bu sene daha önce yapamadığım tatilleri yapıp fotoğraftaki görüntü gibi muhteşem yerleri zihnime kazıdım.
Tatil bana neden iş kurduğumu hatırlattı. Geçmişe bakıp başlangıç noktam neydi diye düşündüm.
Kendime zaman ayırabilmek, spor yapmak, sağlıklı yaşamak listenin en başında yer alıyordu.
Bizim adetlerimizde misafir olana yiyecek, içecek her şey sunulur. Ziyarete gelen kişinin rahat etmesi için her şey sağlanır.
O nedenledir aileden yakınların evine gidince “Hayır” pek anlaşılmaz.😊 Midem rahatsızlandı, daha yiyemeyeceğim diye cevap verildiğinde “O zaman bunu ye, bastırır” diye başka bir yiyecek veya içecek daha sunulur.
Rahatsız olan mideye başka şeyler göndererek bastırmasını, iyileşmeyi beklemek!😋
Belki programı ben yaparım sağlıklı yaşamaya, spora zaman ayırırım diye düşünürken acil, hızlıca beklenen işlerle sonrasında bir dinginlik dönemi arasında gidip geliyorum. Bu hayal de masa başı işlerin, aciliyet kavramının getirdiği stresle kayboluveriyor.
Sonra huzurlu olmak, rahatsız olmamak, sevdiğim veya saygı duyduğum insanlarla çalışabilmek için başlamıştım diye düşündüm. Farklı bir şey yapabilmek önemliydi.🤖
Yüksek sermayeli birçok yerle karşılaştırıldığında bu bakımdan zayıftım. Ayrıca herkesle aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek yersizdi.
Mesela “Seninle” dergisinin çıkışını hatırlıyorum. Genelde dergiler belirli bir kitleye hitap eder. Maliyeti birçok eve giremeyecek kadar yüksektir. Sektör, alana özgü dergilerden bahsetmiyorum.
Seninle dergisi o zamanlar çok daha düşük fiyatla herkesin evine girebilecek bütçeyle satışa sunulmuştu. Ardından sadece cafelerde gördüğüm dergileri insanların evinde görmeye başladım. Konu olarak da herkese hitap edebilecek içerikle farklı kitleleri çekmeyi başardı.
Bir iki farklılıkla dalgaya karşı gelebilirsin. Tabii hava, ortam şartları müsade ediyorsa.
Yoksa aynı şeyleri yaşayacaksak, aynı şeyleri yapıp farklı şeyler beklemek boşuna. 👻
Bu yüzden bir karar vermek, koşulları ve çevreyi değiştirmek gerekiyor belki. Bir karar, dönüm noktası eşiğindeyim sanki.🎒