Monthly Archives: July 2020

Keşif


Dün iş için bir fotoğraf arıyordum. İçinde çok fazla eşya satılan mağazalardan bir kare bulmak istedim. Bir sürü bileşen arasından farklılaşmayı anlatacaktım.

Fotoğraflar arasında gezerken çeşitli dükkan fotoğraflarına geçtim. Artık her şey sınıflandırılmış, temiz ve belirli gruplar içerisinde mağazalarda satılıyor. Mağazalar farklı bir konsept sunmuyorsa aydınlık bir ortamda hizmet veriyor.

Genelde ihtiyaç olan şeyi alıp bir an önce ana işlere odaklanmak tercihim olsa da bazen bir şeyleri karıştırmak, kalabalık içinden keşfedip bulup çıkarmayı arıyorum. Aksesuarları özellikle takı, çanta vs. seviyorum. Her şeyin bir arada bulunduğu uygun fiyatlı takı mağazaları, züccaciyeler, eski eşyalar satan mağazalar, Tahtakale’deki dükkanlar tarzı yerler ve Miniso gibi renkli renkli farklı ürün gruplarının birarada bulunduğu yerler buna imkan veriyor. Yanlış hatırlamıyorsam eskiden Caddebostan barlar sokağında böyle bir mağaza vardı. Bir sürü karmakarışık eşya arasından bir şeyler bulup çıkarmak, onun küçük bir şey de olsa sana ait bir hatıra haline gelmesi.

Belki bu motivasyondan yola çıkarak yeni bir konsept üretilebilir. Yerel bu tarz mağazalar var ama daha zincir şeklinde bir hazine avı keşfi yolculuğu gibi hizmet sunan yerler de iş yapardı.

Özellikle turistik yerlerde, insanların gezmeye ve keşfetmeye vaktinin olduğu veya bunun için oraya gittiği yerlerde açılabilir. Alışveriş ihtiyacın olmasa da böyle yerlerde dolaşmak kafa da dağıtabiliyor.

Tabii orayı temiz tutmak, stok ve depo tutabilmek ve müşterilere fazla karışmadan soru sorulduğunda o karmaşayı bilip ürüne yönlendirecek bilgiye sahibi olan çalışanları yönetebilmek kolay bir şey değil ancak neden olmasın?

Cats as Wake Up Service


Kelimelerin Gücü Adına…


Müzik, sanat ve nihai olarak duygu hafızası. Çevremde çok fazla dikkat dağıtıcı unsur olmasına rağmen bazen bir kelime günümün seyrini değiştirebiliyor, mutlu ediyor. Bugün bir e-mailin yazı stilini değiştirmeye çalışırken mono kelimesine denk geldim. Beni çok fazla etkileyen bir şarkı ve film olduğu için aklıma Life in Mono, Great Expectations geldi. Ethan Hawk hayranlığımın ötesinde film kitaptan daha yakın gelmişti. Yıllar sonra Büyük Umutlar’ı uçakta izledim. Çok ağladığımı hatırlıyorum, hatta yanımda oturan adam deli olduğumu düşünmesin diye ara vermeyi, kalkıp tuvalete bile gitmeyi düşünmüştüm. Soğuk biriydi, çok umursamadı diye kendimi bırakmıştım. Bazen çok olumsuz duyguyu bile izlediğin, yaratıcı bir şekilde aktarılmış olduğu için güzel hatırlıyorsun.

Yine çok uzun süredir düşünmemiş olduğum eski bir arkadaşımı markette Dido gofreti üzerine hatırlamam fikir uçuşmalarının nelere kadir olduğunu gösteriyor. Dido’nun şarkılarını yıllardır dinlememiş olmama rağmen bu aralar gördüğüm bazı simgeler bana çok eski arkaşadaşlarımı, anılarımı hatırlatıyor. Dido’nun Eminem’le olan düetine denk gelen yıllardaki arkadaşlarım şimşek gibi çakıyor.

Şarkıların yıllar öncesine ışınlama gücü koku hafızasıyla yarışabilir.

Bu yüzden işle ilgili projelerde yaratıcı alanlardan daha fazla yararlanmak akıllıca olabilir.

Önümüzdeki yıllarda sanatların hatta endüstrilerin iç içe geçmesinin insan üzerinde inanılmaz bir gücü olacak.⚡️