Kadıköy’ü seviyorum, burada doğup büyümüş olduğum için tanıdık geliyor ve alışkanlıktan bana daha sevimli geliyor olabilir. Doğa bakir halinde harikulade. Feneryolu sahilde, Fenerbahçe’de ve Moda’daki manzaranın eşi benzeri yok. Ama işin içerisine insan girince çok daha eğlenceli.
Moda Sahne’nin tam köşesinde bir büyük beden erkek mağazası var. Işıklandırma, manken her şey mevcut ancak böyle büyük puntolarla yazılmış 3 XL, 9 XL yazısını ve “çekici” mankeni görünce irkiliyorum. Bu haliyle mağaza reklam yapmak isterken tam tersini yapmış olabilir. Mankenin büyük beden oluşuyla alakası yok. Büyük beden mağazası olup çok estetik vitrini olan bir sürü mağaza var. Sabah saatinde ışıklandırma, sinemada yeni bir film gelmiş sanrısı oluşturuyor. Bir anda “9XL”, büyük harflerle “BÜYÜK BEDEN” yazısı çat diye giriyor sonra ucuz power point sunumlarındaki gibi yazılar uçarak çıkıyor, başka bir yazı “erkek giyim” giriyor.
Bizde bir şey tutunca haydi bir benzerini yapalım, aynısı iş yapar mantığı var. Kadıköy’de yan yana Fil ve Ayı diye pub açmak, Akbank’ın yanına Ak Fırın açıp ve Ak Fırın’ı bu iki barın arasında bırakmak nasıl bir kafadır? Mağaza sırası şöyle gidiyor: Fil ve tabelada fil imgesi (fil imgesi yoksa safız o mekanın adının fil olduğunu anlamıyoruz), Draft, Akbank ATM, Ak Fırın ve Ayı (tabelada ismin yanına ayı imgesi yine güzelce yerleştirilmiş).
Çanakkale, Bozcaada hattında yine benzer manzalar. İnsanın adım attığı her yer rengarenk.
Ev yetmez akşam yeşil ışıkla aydınlatalım. Denize girmek, dünyanın en güzel plajında keyif yapmak yetmez. Bikinili insanlara dövme yapalım ama helalinden olsun. Bu yaz ilk defa helal dövme diye bir konsept gördüm:) Plajda tembel tembel yatmayalım bir pembe bir gri direk, altına lastik koy ağır olsun uçmasın, araya ip çek. İşte süper bir voleybol sahası.
Doğa insanla mı güzel bakir halinde mi sorusuna vereceğim cevap: Doğa müthiş ama insanla çok daha eğlenceli!
Öykü Yetiş
oykuyetis.com 